Albert Einstein Tarafından Geliştirilen Genel Görelilik Kuramı Nedir?

Albert Einstein Genel Görelilik kuramını 1915 yılında ortaya koydu fakat bu kuram 10 yıllık bir çalışmanın ürünüydü. 1905 yılında Einstein fizik yasalarının tüm ivmelenmeyen yani duran veya sabit hızda yol alan gözlemciler için aynı olacağını ve ışığın boşluktaki hızının gözlemcinin hareketinden bağımsız olduğunu ortaya koydu. Bu çalışmalarıyla birlikte fiziğe yeni bir perspektif sundu ve uzay zaman kavramlarını öne sürdü.

1905 ile 1915 yılları arasında üzerinde çalıştığı kurama ivmelenmeyi de dahil etmeye çalıştı ve 1915 yılında Genel Görelilik kuramını yayınladı. Bu kuramda kütleye sahip her cismin etrafındaki uzay ve zaman dokusunu değiştirdiğini ve bu değişimin kütleçekim olarak algılandığını öne sürdü.

Albert Einstein

1879 yılında doğan Albert Einstein hala daha günümüzde popülerliğini koruyan bir bilim adamıdır. Bilim dünyasına çok büyük katkıları olan Einstein tüm zamanların en iyi fizikçişi olarak kabul edilir. En çok bu yazıda inceleyeceğimiz Görelilik Kuramı ile tanınır. Aynı zamanda günümüzdeki kuantum mekaniğinin gelişmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Görelilik Kuramından sonra Einstein’ın herkes tarafından en çok bilinen diğer yönü ise E = mc2 yani kütle ve enerji denkliği formülüdür. Foto elektrik yasasının keşfi ve fiziğe ve matematiğe olan önemli katkıları sonucunda 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı. 76 yaşında bir iç kanama geçiren Albert Einstein 1955 yılında vefat etti.

Genel Görelilik Kuramı

Evrende herhangi iki nesne birbirlerine çekim kuvveti uygularlar ve bu kuvvete de kütleçekim denir. Isaac Newton’a göre iki cismin birbirini çeken kuvvetleri, cisimlerin kütlesine ve birbirlerinden olan uzaklığına bağlıydı. Dünya biz insanları kendisine doğru çekerken, insanların kütle merkezi de aynı zamanda Dünya’yı kendisine çekiyordu. İnsanların kütlesi Dünya’nın kütlesinin yanında neredeyse bir hiç olduğu için insanlar Dünya’nın yüzeyine bağlı kalıyordu. Yani Newton’ın yasalarında bir cismin kütleçekim kuvveti kendi içinden kaynaklanıyordu ve bu çekimin belirli bir mesafesi vardı.

Einstein ise Genel Görelilik kuramında kütlesi olan nesnelerin etrafındaki uzay-zaman dokusunda bir çarpıtmaya yol açtığını söyler. Bu söylem Newton’ın kütleçekim kuvvetinde savunduğu fikirlere yeni bir bakış açısı getirmiştir. Nesnelerin kütlelerinin oluşturduğu kütleçekiminden dolayı birbirlerini çektiği fikri yerine kütleli nesneler uzay-zaman dokusunu bozarak etraflarında kavisli bir alan yarattığını söyler. Yani bu durumda Dünya, Güneş’in kütlesi sayesinde oluşturduğu çekim alanında olduğu için Güneş’in etrafında döner yerine Güneş’in kütlesi nedeniyle etrafındaki uzay zaman dokusunda bir kavis oluşur ve Dünya Güneş’in etrafında bu oluşan kavis içinde döner.