Katar anlaşmasının 10 başlığını kısaca şöyle anlatalım: İstinye Park (%42’si satıldı), Haliç Projesi (45 yıllık işletmesi), İstanbul Borsası (%10’luk hisse), Antalya Limanı (8 yıllık işletme), 5 bakanlık arası iş birliği ve bir de iki ülke arasında su yönetimleri konusunda iş birliği.
Konu bu yerlerin hisse satışı değil asıl can yakıcı nokta ise ihalesiz, oturumsuz hızlı satış yapılıyor. Bunun haricinde dünyanın birçok ülkesinde bu yatırımlar ülkelerin ekonomisine destek oluyor.
2015’te Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payı, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından satın alınmıştı. Banka, 2019’da hisselerini Varlık Fonuna sattı ve şimdi o hisseler Katar’ın oldu. Benzer bir örnek olarak Londra Borsası'nın sahibi LSE'nin % 10,3'ü de Katar'a ait. Bu şirketin İtalyan Borsası’nın da sahibi olduğu iddia ediliyor ama o konuda resmi bir yazı göremedim. Öte yandan LSE, 27 milyar dolara New York Borsası'nı satın almıştı. Dolaylı olarak New York Borsası’nda da Katar’ın hissesi bulunuyor.
Katar bu satın alımların hepsini yurt dışı yatırımlarını yoğunlaştırıp ekonomisini çeşitlendirmek için kurduğu Katar Yatırım Otoritesi (QIA) ile yapıyor. 15 yıllık bir şirket olmasına rağmen 40’tan fazla ülkede 400 milyar dolarlık yatırımı bulunan QIA, dünyanın en büyük 11. varlık fonu.
İngiltere'de turist mekanlardan süpermarket zincirine; havaalanından havayollarına kadar büyük hisselere sahip. Almanya’da Volkswagen AG'de yüzde 14,6'lık pay ile en büyük hissedarlar arasında yer alıyor. Rusya’nın en büyük petrol üreticisi “Rosneft”in de yaklaşık yüzde 20'lik hissesi Katar'a ait. Böyle sayısız örnek bulunuyor.
Ancak Türkiye’de son yıllarda Katar dışında başka büyük bir yatırım olmadığı için ilginç bir gündem oluştu. Gönül Avrupalı yatırımcı da bekliyor ama maalesef yok. Geçen yıl 5,6 milyar dolara kadar düşen doğrudan yabancı yatırım, son 15 yılın en düşük seviyesini gördü.
İngiliz Financial Times gazetesine göre Katar, yine zor durumdaki Türkiye ekonomisine can olmak için yetişti. Yatırımlar ülkemizin stratejik yerlerinde normal yatıırm süreçlerinde kimsenin tepki göstermesine gerek olmamalı ama ekonomi nereye kadar Katar tarafından finanse edilecek?